Page 4 - Herkes Oyuncu
P. 4
guguludakiler tiyatrosu "herkes oyuncu"
Seyirciler salonda oyunun başlamasını beklemektedir. Lakin bir terslik vardır. Oyuncular
ve yönetmen ortada yoktur. İyi bir gişe geliri oluşmuş ancak oyuncular arasındaki anlaşmazlık
nedeniyle prömiyer akşamı büyük bir tatsızlık yaşanacaktır. Yönetmen unvanıyla sorumluluk alan
kişi, gidişattan bihaberdir. Üstelik kendisi de sahneye gelmemiştir. Sorun sadece bununla da
sınırlı değildir. Bir kaç oyuncu uzun yıllar tiyatro yaptıklarını ve kendilerinin daha çok bilgili
olduğunu öne sürerek onlarda yönetmenleri gibi rest çekerek prömiyere gelmemiştir. Durumdan
vazife çıkaran, provalar süresince oyunu iyi izleyen ve ezberleyen tiyatronun gişe görevlisi bir anda
sahneye çıkar. Salonu dolduran seyircilere küçük bir sorun olduğunu ancak çözülemeyecek
boyutta olmadığını söyleyerek seyircilerin arasından seçtiklerini sahneye çıkarır.
Kendisine yardımcı olmaları halinde oyunun oynanabileceğine hem oyuncu
adaylarını, hem de seyircileri ikna eder. Rol dağılımını yapar. Rol dağılımı ile ilgili
anlaşmazlıklar yaşar ve onları aşmaya çalışır. Gerçekte başlayan oyun artık sahne
kurgusunda da başlayacaktır. Gişe görevlisi seyircilere döner ve oyunun bir semt karakolunda
gecen olay olduğunu ifade ederek kendisinin de karakolun komiseri olduğunu belirtir. Bir süre
sonra tiyatro ile bağlantısı olmayan, ışıkçı, kostümcü, seyirci arasından seçilen kişiler oyunu
oynamaya hazırdır. Doğaçlama yöntemiyle oyun oynanmaya devam eder. Oyunun genel
içeriğinde Türk Polis teşkilatının zorluğundan bahsedilmektedir. Polis merkezinde 24 saat
içerisinde yaşanan hikayeleri ele almaktadır.
Komşular arasında yaşanan anlaşmazlıklar, hoş görüsüz davranışlardan meydana
gelen kavgalar, hırsızlıklar, güvenin kötüye kullanılması gibi olaylar işlenirken amatör
oyuncular iyice kendilerine rollerine kaptırmışlardır. Neredeyse; usta birer oyuncu olmuşlar ve
sahnede olduklarını unutarak polis olanlar gerçek polis, diğer rollerde olanlar ise; gerçek
şüpheli ve gerçek müşteki olduklarını sanmaktadırlar. Oyunun ilerleyen dakikalarında
senaryo gereği; karakolda ki gerçek polislerin tayini çıkar ve gitmek zorunda kalırlar. Üstüne
üstlük, evlenmesine saatler kalan karakol amirinin kendi düğününe gidememe durumu
ortaya çıkar. Bu duruma çare bulmak isterken karakolun nezarethanesinde bulunan
pezevenk, kaçakçı Osman ve Kabadayı komiseri ikna ederek düğüne gönderirler. Artık
komiser kıyafetini pezevenk giyer, polis kaçakçı Osman olur bekçi ise kabadayı. Nizamı…
Gerçek kolluk kuvvetleri yerine çakma polisler karakolu yönetmeye başlarlar. Lakin bir sorun
vardır. Senaryo karışmıştır. Polislikten anlamayan üç tip hangi kanuna göre karakolu
yönetecektir. Bunları tartışmalarına zaman kalmamıştır ki; sorumluluk bölgeleri dahilinde
karakola şikayetçiler gelmeye başlamıştır. Bizim üç kafadar ise; oyunun içinde oyun yaparak
kendilerine rol vermişlerdir. Az önce şüpheli rolünde oynadıkları tiyatroda şimdi sorun çözen
güvenlik görevlisi rolündedirler. Havaya girmişlerdir. Polis merkezine gelen suçlulara kendi
adalet anlayışlarına göre kararlar vermektedirler.
Kendilerini oyuna iyice kaptırdıkları anda öfkeyle salona giren adamı karşılarında
görürler. Herkes şaşkındır. Oyun durur. Onun oyunun yönetmeni olduğunu anlamaları uzun
sürmez. Ortada büyük bir kriz vardır. Hesap soran yönetmen, açıklamakta güçlük çeken
oyuncular ve tüm amatörlüklerine rağmen beğeniyle izlenen bir oyun… Halkın içinden
gelenlerin sahne başarısı, olan biteni şaşkınlıkla izleyen ve sonunda salonu terk etmek
zorunda kalan yönetmen…